Galatasaray-Beşiktaş Derbisinde 334. Randevu

derbi-1401019-465x309-1DB8-8331-AFA4Galatasaray’la Beşiktaş arasında bu akşam oynanacak derbi, ligin kaderi açısından bir hayli belirleyici olacak. Ligin boyu kısaldıkça, artık her puan altın değerinde. Maçla ilgili söylenebilecek ilk şey, beraberliğin iki tarafa da yaramadığı gerçeği. Bir Fenerbahçeli olarak ise ben, maçın beraberlikle bitmesini umuyorum. Bakıldığında son 20 senede, Galatasaray’ın Beşiktaş’a karşı kendi sahasında ezici bir üstünlüğü vardır. Hatırladığım kadarıyla Beşiktaş’ın deplasmanda bu dönemde toplamda 3 ya da 4 galibiyeti var. Aslına bakılırsa, son yıllarda seyirci avantajını giderek daha etkili kullanmaya başlayan üç büyükler, genelde kendi sahalarında kolay kolay kaybetmiyorlar. Fenerbahçe’nin bir dönem Christoph Daum’la başlayan ciddi bir derbi hegemonyası oldu ve istisnalar haricinde devam ediyor. 3. Terim dönemimde bir parça kırılır gibi olduysa da son senelerde rakiplerine karşı derbilerde ciddi bir üstünlüğü mevcut.

Maçla ilgili en merak edilen şeylerden biri de Mancini’ni Galatasaray’ı sahaya hangi formatta çıkartacağı. Mancini bazı maçlarda 3-5-2, bazı maçlarda ise 4-4-2 ya da 4-3-3’ü deniyor. Fatih Terim’in hemen hemen hiç şans vermediği Ceyhun Gülselam’ı, her iki sistemde de defansın hemen önünde, Selçuk ve Melo’nun arkasında oynatıyor. Çok etkili oynadığı söylenemez belki ama uzun süre yedek kulübesinde oturan bir futbolcudan hemen üstün bir form grafiği de beklenemez. Bununla birlikte, Selçuk İnan’da ciddi bir form düşüklüğü olduğunu düşünüyorum. Tabii bunda belki de zaman zaman Burak Yılmaz’ın sağ kanatta oynamasının dahi etkisi olabilir. Çünkü Selçuk etkisiz oynadığı maçlarda dahi, Burak’a yaptığı asistlerle bir şekilde skora etki etmeyi başarıyordu ama özellikle Sneijder’in gelişiyle birlikte sanki o özelliğini kaybetmiş gibi görünüyor. Bu da tabii yıldız almanın önemli risklerinden biri. Galatasaray’da duran topların kullanımında dahi saha içinde bir sıkıntı olduğunu gözlemlemek mümkün. Galatasaray cephesinde ayrıca minik bir Drogba krizi mevcut. Mancini, son maçta oyundan çıkarken Tugay Kerimoğlu’nun elini sıkmayan Drogba’nın performansından genel olarak de memnun değil. Saha içindeki duruşu, oyun bilgisi ve karakterini çok beğendiğim Drogba’nın özellikle son zamanlarda çok güçlü olmadığı rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Çünkü formda bir Drogba’yı Türkiye’deki maçlarda kolay kolay tutmak mümkün değil. Ama şu da bir gerçek ki mücadelenin üst düzeyde olduğu Türkiye ligi kalite olarak Çin liginden çok yukarda. Birçok dünyaca ünlü forvetin Türkiye Ligi’nin sertliği karşısında ne kadar zorlandığını tüm futbolseverler hatırlıyor.

Drogba etkisiz göründüğü maçlarda dahi, Burak ve Sneijder’e önemli servisler yapmayı başarabilen bir forvet. Bilic bu bağlantıyı da kesmek isteyecektir. O yüzden Beşiktaş’ın stoperleriyle Drogba’nın mücadelesi de maçın gidişatı açısından ilgi çekici olacak.

Beşiktaş’ta geldikleri günden beri form grafikleriyle beklenenin üstünde oynayan 2 oyuncu var: Gökhan Töre ve Olcay Şahan. Bu ikisinin gösterecekleri performans da bu akşam belirleyici olacak. Ben özellikle Gökhan’la Telles’in mücadelesini merak ediyorum. Gökhan sürekli kanattan içeri kat etmeyi seviyor, Telles ise izlediğim kadarıyla hücum yönü de çok gelişmiş bir bek. Gökhan Töre gibi sürekli zorlayan bir oyuncu karşısında bir parça sıkıntı yaşayabilir.

Bu sene Galatasaray’ı ayakta tutan oyunculardan biri de Melo. Saha içindeki agresif yapısı, çoğu zaman antipatik görünse de Galatasaray için maçlarda ciddi şekilde itici bir güç oluyor. Onun da formu bu akşam belirleyici olacak.

Topun arkasında geçtiğinde çok iyi ve sistemli bir savunma yapan bu iki takımın mücadelesinde, oyunun gidişatına göre yapılacak değişikliklerin de çok önemli olacaktır. Her şeye rağmen, beraberliği bir parça daha fazla isteyecek taraf Beşiktaş olacaktır. Sonuçta deplasmanda oynuyor ve üstündeki rakibini de evinde ağırlayacak. O yüzden Bilic’in maç berabere giderse şablonu çok fazla bozmayacağını düşünüyorum.

Sonuçta bu akşam bir hayli keyifli bir derbi izleyeceğimizi düşünüyorum. Maç berabere biterse ve Fenerbahçe de Pazartesi akşamı Elazığ deplasmanında galip gelirse fark Beşiktaş’la 7, Galatasaray’la 8’e çıkacak. Tabii iki takımdan biri kazanır, Fenerbahçe de kaybederse, bir anda çok farklı bir tablo da ortaya çıkabilir. Bu kritik hafta umuyorum ki az tartışmalı, olaysız ve yalnızca futbolun konuşulduğu bir hafta olarak geçmeyi başarır.

Not: Bu yazı 22 Şubat 2014’te Radikal’deki bloğumda yayınlanmıştır.

Yorum bırakın